Yatamıyorum hiç iyi değil ki psikolojiye baskı var Gecenin dördüyle biri dışında ruhumun hiç dostu yok Bu kalabalık bana olduğunca fazla yara açar Panik atak ve bol serumla geçer gecem yarına bak Yaranamam! Yarama basma yaşayamam Kanıma saplamışken kılıcı çıkartamam dar alana Zaten haberler kesat yalan dünya bana mezar Azrail benle kafa kafaya gelene kadar söz yazar Umut verirdin hayat kirletilen yüzlere Bir tebessümü parayla satın alamayan tüm hislere Yardım edebilirdin zulme boyun eğmiş türlere Kaldırabilirdin beni düştüğümde düşlere Sen aydınlıkta kalsanda ayakların üşüyebilir Fukara sofrası bol dostum ayakkabılarını çıkar Ne umut et diyorsa fazlasını isteyemeyizki Dokuz tane tahta çaktım anahtarlıklarınıza Bitirmedik bir umut vardı sonunda yitirdik Ne yapsak aynı yere döndük bu kader değil Kendimiz yazar oynadık kaçamadık bu mayın tarlasında Koşamayınca yorulur ölüm takılır arka sokağında Üzülme gitmiyorum hiç bir yere burdayım Gücümün yettiği kadar ayakta duygularım Az ötemde derin karanlıklar ayık olmalıyım Buranın atmosferi donuk biraz nemli Çare ararkende geriye gittik nereye gittik Kayıp bir bir diyar bulup biz mi oraya gittik Nedensiz bir yol olsaydı gördüğüm Yürür giderdim dertsiz çözüm yetersiz Kayıp veririm her günüm bedel Elimden gelenler budur ne yapsam olmuyor Kefen içindeyiz yetinmeyince beteri gelir bulur neden Yine de yıkılmak yok ayakta kalır bu beden Son bir şans verirsen eğer o gülebileceğim günü veren Biz hayallerine fatiha okuyan o deli adamlarız Kimine göre bir hiçim ve kimine göre bir bahtsız Ciğere asılı silüetin duramıyorum be kansız Hayat üzerinizde sekizi çizince anlarsınız! Mutluluğa giden yol garbın afakından mı geçer? Gasp'a uğruyoruz bir yanım elem diğer yanım diyor keder! Kefenler dolacak bro. rutubetli isyanımız ses bulacak! Toprak altında kalan her yanımız nefes bulacak! Genellikle araftayız hayatı bedelli yaşıyoruz Okyanusta boy veriyoruz, kalk diren bak koz veriyoz Bozuk psikolojiyle sabahı değil genelde tavanı gördük Sen buz dağının üstüne bakarsın ama biz altını da gördük Meramı nedir kainatın? Sokaklarında tuz buz olduk Tut ki dileği güneşi görmeden ölmesin çocuklarımız Sürrealist gözlerinize bir gün toprak dolacak Garip'in ahı kalmaz çıkar. Yakında taşşağı avuçlarsınız