Duvarda asılı ucuz resim düştü parçalandı Uyandı gürültüye ve biraz saçını karıştırdı Saat kaçtı, neden böyle puslu odanın içi Üşendi kalkmak için yine yatınca geçti içi Çalar saat çaldı yorgun argın uyansa da Eline dolan suyun kireç kokusu yüzünde İşine geç kaldı zaten duramaz hiçbir sözünde Bu kış gününde nasıl büyüdü yolu da gözünde Yollar oldu yıl ve yetişti ilk metroya Kalabalık bir çığ gibiydi katıldı son konvoya Kapattı gözünü kapalı kalma hissi zorladı Sıktı dişini birkaç durak kapı açıldı fırladı Yine o kızla karşılaştı kırık merdivende Gözü takıldı yukarı gökyüzünün rengi nerde Kimisi der ki siyah kimisi çalıyor laciverte Belki kendi mavilerde belki mavi sahiden de Vedalaşıp baktı değiştirdi konumunu Sabah sabah kız aldıysa suyun kireç kokusunu Adımlarını ekle şehrin ucuz dokusunu Konu bu mu, bugün sahi konu bu mu? Hay aksi cüzdan evde kaldı deyip girdi işe Bıraktı nevaleyi ve yavaş yavaş gitti çişe Ayılmak istiyordu otomatından aldı şişe Saat sekiz buçuk biraz sonra başlar işe Bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok Duvarlar aşılmaz ve gökyüzünün rengi yok O ruhum umutsuz ve bunun başka dengi yok İnan ki çare yok, hiçbir şeye çare yok Bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok Duvarlar aşılmaz ve gökyüzünün rengi yok O ruhum umutsuz ve bunun başka dengi yok İnan ki çare yok, hiçbir şeye çare yok Çıkmadan 15 dakika önce içti kahvesini Sokağa ulaşmadan yere tükürdü telvesini Eli cebinde kısık sesle çaldı ıslık Eskiyen bir melodi eşlik etti kışlık eski Ucuz montu yansıdı vitrin camında Güldü büfeden aldı sigara açtı bir dal yaktı Dudaktan küfürle bir oldu, çıktı duman bin oldu Yere döküldü kül oldu bilseydi yakınken sonu Böyle batar mıydı şehrin içine defalarca Geriye sarsa filmi yaşanmış bütün bu hatalarla Tedavi yok ki kendi derdi yeter hastasına Doğum gününde yok ki bu mum koyan pastasına Evine vardı saat epey geçti yorgundu Gerekti ılık bir duş bir fincan da kuşburnu Şimdi kış durdu beynin içi de alev alev Yatağa serdi postu gece çökünce biter ödev Gözünü açtı ev arkadaşı yoktu yerinde Başı dönünce tutundu birden duvardan eliyle Kana dokundu şaştı kaldı koridor öyle kan gölüydü Yerde iki ceset, koltukta bir kişi Ve eline baktı silahı gördü adam işaret etti oturdu Bugüne kadar yaşama nedeni bu muydu? Sanki zaman durdu film şeridi başlamıştı Adamı hatırladı merdivende rastlamıştı Bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok Duvarlar aşılmaz ve gökyüzünün rengi yok O ruhum umutsuz ve bunun başka dengi yok İnan ki çare yok, hiçbir şeye çare yok Bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok Duvarlar aşılmaz ve gökyüzünün rengi yok O ruhum umutsuz ve bunun başka dengi yok İnan ki çare yok, hiçbir şeye çare yok