ABDULLAH AKBULAK İLAHİLERİ Dün bir yetim gördüm ensesinde yük Yer gibi ağırdı gök kadar büyük Bunca yükü nasıl taşır bir çocuk Eğerek boynunu zor der gibiydi Dilinde kuraklık gözünde Fırat Sel gibi ağladı damlaya inat Ben hemen derdini sorardım fakat Sanki bakışları dur der gibiydi Dedim ne işin var şimdi burada Hani senin annen baban nerede Öyle ah çekti ki tam o sırada Ayır da kalbimi gör der gibiydi Gezdiği sokaklar eviydi bence Kuytular yatağı yastığı gece Çocukların uyku vakti gelince Rüzgarı üstüne örter gibiydi Dünyanın bin türlü hali var denir Zalimler her yerde garibi tanır Düşündüm o zaman kime sığınır Mazlumun Allah'ı var der gibiydi Dilinde kuraklık gözünde Fırat Sel gibi ağladı damlaya inat Ben hemen derdini sorardım fakat Sanki bakışları dur der gibiydi İkimizde açtık çok üşüyorduk O gün aynı derdi paylaşıyorduk Sanki senelerdir tanışıyorduk Bir lokmacık ekmek ver der gibiydi Gezdiği sokaklar eviydi bence Kuytular yatağı yastığı gece Çocukların uyku vakti gelince Rüzgarı üstüne örter gibiydi