Ay yüzlüm, apaçık sözlüm, ruhum sana kurban Gönlüm sana hayran Nergis bakışlarının tesiri ne de yaman Sultanım el-aman Bak sinemde bir ok var, derunumda bir acı Sendedir ilacı Ey varlığı nur, dünyası sürur, sözü Kur'an Her derdime derman Pür ateşim bırakma beni hicranda zinhar Ruhumda âh-u zar Hem mahzun, hem de perişan dertlerle kıvrandım Kapına dayandım Bilmem başka kor, başka ateş, ben sana yandım Seninle uyandım Ey dünyaya arştan gelen nur, ey meh-i taban Aydınlattı ziyan Baktım şemailine hep didarını andım Aşkınla kıvrandım Ey taptaze gül, kakülü amber, saçı reyhan Caziben ne yaman Görmemiştir cihanda gözler, sen gibi dilber Güneşlerden enver Aç lütufla bağrını aç ki, Kıtmir kölendir Dergahın uludur Deryalara denk kereminden bir katre ihsan Ey gönlüme sultan Lutfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok Derdim herkesten çok Nurdan çehrendeki bu nikab da ne Güneşlere taç giydiren ışıkken Hep hicranla bunca yıl bunca sene Geçmiş gidiyor baharlar beklerken Doğ ruhlara arştan gelen burhanla İnlet dört bir yanı altın sadanla Hayat üfle sihirli rayihanla Hak adına üfül üfül eserken Konuş ki hatipler haddini bilsin İlahi nefhanla ruhlar dirilsin Erilecek zirvelere erilsin Başlamış gökler de bunu dilerken Ey mukaddes kitab, ey ezeli nur Ey iklimi ziya, etrafı huzur Son demde bir kere daha ne olur Ağar, ışık karanlığı boğarken Bahar olmasa da sonbahar olsun Cihanlar tekmil avazınla dolsun Yeniden namın hen yanda duyulsun Şu fani ömürlerimiz biterken Şu fani ömürlerimiz biterken