Akşam üzeri gelir aydan, ay takibi makul bi sınıftan Uykun yok, karakolla yetin Mesela takatine böldüğü mesele cürmü Tetikler hep kendine ördüğü Resimlerin her şeyi böldüğü Kesip biçip hep bana döndürdüğü akşam Tekrar ölümsüz Karalamalar baştan düşünülmüş Bana lazım olan ikirciği böldün Dün dündür, daha mümkün Bağışıklığına tütün söndürüşünü es geçtiğin hece ünsüz Fillerin armonisine göre gündüzleri refleksler daha güçsüz Kanunsuzdur hükümüm Sadakattir sebebim Sadabattır ölümüm Sonsuzluktur boşluğum Toprak tükürür seni yarına kalmaz hiçbir şeyin Başlayan her şey elbet biter aklına gelirse korkman gerekir Öfkenin ardına saklanan orman topraktan geçmişe yeşerir Öğretilenden kaçmak seni ancak bugüne kadar mı getirdi Başardığın ya da sandığın her şey rastgele gelişen denge Yokluğun ardına sığınıp gün yüzü göreceksin bekle Gürültü sanki bir karabasan misali oturmuş üstünde Katrandan tabakan zehir saçarken ancak ölüm kalır gözlerinde Üstümde karabasan gibi pinekleyen gürültü Hatalıydı yine de geçmişim tüm kirlerini süpürdü Ciğerlerimden burnuma aktı katranı kükürtü Vazgeçmek tercih gibi gelmediğinden Yüzünüze gerçekliğimi tükürdüm Kanunsuzdur hükümüm Sadakattir sebebim Sadabattır ölümüm Sonsuzluktur boşluğum