Oturup yazayım sana bi' kaç satır 24 kareden Onur 25'i anlatır Tanrı damalı zeminde bugün insan matı Sokak sana kıçını değil başını sallatır Dinin imanın para mabedin bankalar Seni para gibi harcayan o kankalar Hayali bahşederdi somutlarından Bi' dal sigarayla kurtulurdum umutlarımdan Beynini boşaltıp doldur içine Bakunin Öyle ulaşılmaz değil ki hayalimi sakınayım Cebin boşsa dost sokağındaki kaldırım Birileri gelip senin içeriğini aldı Onur gerçek Onur beyne saykoleptik Göz kapaklarımla savaşır bu gün narkolepsi İcazetimi senin var dediğinden aldım Eski Yunan'da olsaydık bana tanrı der tapardın! Manzaralar gri şehir nazarında insanın Yaşadığın memleket dökülmüş yaprakların bir yanı Hatıralar üfledin pakette sondan Hiç kimse hissetmeyecek sende kopan senin feryadın Yüzün darma duman, ümit darmadağın Küçük bir çocuksun, oyun hayatı algıladığın Büyüdükçe anlaşılır yaşanmışın ağırlığı Omuzlara yük binilir her gidenin zamansızlığı Yaşlanır her şey akrep yelkovan yarışında Saat sekiz buçuk yola düşmek için ayıldığında Metropole senkronize hayatlara alıştığında Onlar gibisindir artık yorgun düşüp yığıldığında Ve akşam saatleri gün batımı esnası Bu kalabalıklar tükenmiş umutların mezbahası Zaten vakit gecikmiştir her şey için Körlere renk tasvirine denk hayat gariptir velhasıl