Kalk kanepeden, yat yerine Gün geçtikçe batıyo'sun derine Ne işin var ne de gücün Zamanı almaya yetmez alım gücün Düşünmekle harcadın ömrünü Kolay unuttun geçmişini, dününü Kimi iş ister kendine, kimi eş Bedel nedir bilmez, sanır hayat ona beleş Bana dokunmayan yılan bin yaşasın Oh, ne âlâ, bi' tek sen kral, paşasın Gün gelip devran döndüğünde Belki anlar son sevenini gömdüğünde Kendine bir sor, neredeyim? İki arada bir deredeyim Bu bilinmezliğin içinde Çok güvensiz bir zemindeyim Kendine bir bak, neredeyim? Rotası belirsiz bir gemideyim Bu bilinmezliğin içinde İlerlesem de gerideyim "Bugünün yarını da var" demekle geçti ömrün Daha fazlasını istedikçe istedi senin türün Bencil arzularına alet ettin saf düşünceleri Beğenmediğin fikirlere vurdun zincirleri Kendi kuyruğunu ısıran yılan Hiç mi fark etmedin kendini zehirlediğini, ulan? Sürüp gitmezdi belki bu döngü Olmasaydın eğer bu kadar aç gözlü Diktikçe diktin her yere şaşalı bir mezar taşı O rengârenk kağıtlar yerine önce biraz vicdan taşı Unuttukça unutur içindeki çocuğu öldürür Gençliği kursağında kalmış bi' nesil Bu devranı döndürürse bi' tek onlar döndürür Kendine bir sor, neredeyim? İki arada bir deredeyim Bu bilinmezliğin içinde Çok güvensiz bir zemindeyim Kendine bir bak, neredeyim? Rotası belirsiz bir gemideyim Bu bilinmezliğin içinde İlerlesem de gerideyim Kendine bir sor, neredeyim? İki arada bir deredeyim Bu bilinmezliğin içinde Çok güvensiz bir zemindeyim Kendine bir bak, neredeyim? Rotası belirsiz bir gemideyim Bu bilinmezliğin içinde İlerlesem de gerideyim