Sırtımda tırnak izleri Peşimde ben gibiler, bana kimse benzemiyor derken Bir atın üstündeyim, veyahut bir yelken Apoletlerim düşer yere yağmur olur matem Sırtımda tırnak izleri var Asla silinmeyen beni mahveden distopik geçmişimden Hislerim eskisinden daha farklı modda, sakın korkma Bu farklı değil istediğinden Beni sarmadıysa hiçbir surat ne yapayım ben? Yıllarca hiçbir anlam çıkarmadım kimliğimden Sadece boş yazılar bir fotoğraf gülmeyen Var mı bunu görmek isteyen? Var mı sırlarımı saklayan? Var mı lan hiç korkmadan benimle beraber yürümek isteyen! Var mı sınırları takmayan? Yarınları yakmadan evvel bu şehre geri dönmek iste sen Şarkılar kayıp en az benim kadar Gövdem bir buz dağı sıcaklık maksimum -40 civarı Sevdiğim diyarı tespit edebilsem Muhtemelen öncelikle ona çevirip silahımı yok ederdim Paylaşamam çıkış noktamı Ya ben ya biz, hayatımda başka bir özne olmadı Bu kadar bencilim, bunu diyen bir pislik olmalı Revo, içinde bir şeytan olmalı! Yaralarım kanıyor, kanıyor Bunu kaç kişi biliyorsa inan Hepsi vurmayı deniyor gibi beni Ama bunun yolu yok Ve geriye dönüyor bütün verdiğim acılar İçimdeki çığ gibi büyüyor Bedenim bunun için bedelleri ödüyor Yine de bana mısın demiyor Asılıyor yüzüm yeniden Ve artık pek bir şey gelmiyor içimden Kontrol edemem güneşin batışını Bir saat içinde bir şişenin yarısını Bitirip gülüyorum tüm izlere bakarak Tırnak izlerinde çıkış yolu aramak Çıkış yolu aramak, tırnak izleriyle yaşamak Kanlı ellerim! Ne olduğuna karar ver dedim Hala benliğinde izleri var şarapnellerin Onlarda yalandır kesin, son kalan bağları kesip Son kalan bardağı dikip susmanın haddi var dedim Boynumu çevreliyor sarmaşıklar, örümcek ağları Bir çoğu vazgeçip döner görünce dağları Ben vedalar biriktirdim zerre ses çıkarmadan Ve yıllar sonra yine doğdum yıkıntılardan Beni dik tutan bu! Bu riskin güzel noktası Uçurum kenarında manzaranın süper olması Aşağıya baktığında her detayın küçük kalması Adım attığında o adımın sonun olması Peki düşmek de uçmanın bir formu değil mi? Öyle değil mi? Düşerken uçmak öğrenilir mi? Bana cevabını bilmediğim sorularla gel, Elinde hiç olmamış bir şey kaybedilir mi? Kurgularım var siyah rengin hakim olduğu Uğur'un sakin olduğu ve onun huzur dolduğu Sınırsız vakti olduğu bir yerin gerçek olduğu Bu yerin yuvam olduğu, kapattım her bir boşluğu Yaşattım mat bulutları güneşle eşdeğer kalıp Bu şehrin en tepesinden onu uzak kalmayıp Yakından izliyorum, yakında çıkış var Yakınmak çözüm değil, yanınca umutlar, durup bak. Yaralarım kanıyor, kanıyor Bunu kaç kişi biliyorsa inan Hepsi vurmayı deniyor gibi beni Ama bunun yolu yok Ve geriye dönüyor bütün verdiğim acılar İçimdeki çığ gibi büyüyor Bedenim bunun için bedelleri ödüyor Yine de bana mısın demiyor Asılıyor yüzüm yeniden Ve artık pek bir şey gelmiyor içimden Kontrol edemem güneşin batışını Bir saat içinde bir şişenin yarısını Bitirip gülüyorum tüm izlere bakarak Tırnak izlerinde çıkış yolu aramak Çıkış yolu aramak, tırnak izleriyle yaşamak.