Hafif rüzgarlı bir gece Adımlarım emin kendinden Bu her dilde acı demek Elim cebimde yüzüm yere yakın Kafamda canlanan manzaradan cehenneme bakın Öyle bomboş sokaklar öyle siyah beyaz Önce selam verdim büfeye yarımağaz Birkaç adım daha attım Karanlığa doğru Körlerle karşılaştım aydınlığa boğulup Telefonumu çıkardım bir şarkı açtım Etkilenmiş bi abi yanıma oturup birasını açtı Sonra başladı anlatmaya nasıl kaybolduğunu Bu Şehr-i İstanbulun büyük bir şans olduğunu Eliyle gösterdi kız kulesini Ve paramparça ettiği bir resimi Paramparça olmuş ailesini Biraz titredi ayarlayamadı tiz sesini Dört gözle arasa bile bulamadı kimsesini Bense izleyebildim sadece dalgalı denizi Mehtabı, iç sesimi Bu çığlığın dinmesini Aksine bastırdı tüm sesler üstüme Şimdi gel de hasretten bahset dünyaya küsmüşe Gözleri doldukça daha çok anlattı Önceden gökdelenler dikermiş şimdi atlarmış Hatta elleri çatlamış sıva karmaktan Şimdi akıtan damdan habersiz yola bakmakta Her uyandığı gün bir kovan artmakta 3 kişi tarafından dövülmüş arka otoparkta Eli yüzü yara bere içinde uyuduğu kaldırımda Hayali şu köprüden diğer dünyaya geçmekti Daldım geceye oysa tek istediğim Beşiktaş iskelesinde 2 bira içmekti Atlamış aşağıya