Akıyordu su (akıyordu su) Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını Yıkıyordu salkım söğütler suda saçlarını Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını Yıkıyordu salkım söğütler suda saçlarını Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere Koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere Koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere Birden bir kuş gibi vurulmuş gibi kanadından Yaralı bir atlı yuvarlandı atından Bağırmadı (bağırmadı) Gidenleri çağırmadı Bağırmadı (bağırmadı) Gidenleri çağırmadı Baktı yalnız dolu gözlerle Uzaklaşan atların parıldayan nallarına Baktı yalnız dolu gözlerle Uzaklaşan atların parıldayan nallarına Ah ne yazık! (Ah ne yazık!) Ne yazık ki ona Ah ne yazık! Ne yazık ki ona Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak Beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak! Nal sesleri sönüyor perde perde Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde! Nal sesleri sönüyor perde perde Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde! Atlılar atlılar kızıl atlılar Atları rüzgâr kanatlılar! Atlılar atlılar kızıl atlılar Atları rüzgâr kanatlılar! Atları rüzgâr kanat... Atları rüzgâr... Atları... At... Atları rüzgâr kanat... Atları rüzgâr... Atları... At... Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat Akar suyun sesi dindi Gölgeler gölgelendi Renkler silindi Siyah örtüler indi Mavi gözlerine Sarktı salkımsöğütler Sarı saçlarının üzerine Ağlama salkım söğüt, ağlama Kara suyun aynasında el bağlama Ağlama salkım söğüt, ağlama Kara suyun aynasında el bağlama El bağlama, el bağlama, ağlama! El bağlama, el bağlama, ağlama! Ağlama salkım söğüt, ağlama Kara suyun aynasında el bağlama Ağlama salkım söğüt, ağlama Kara suyun aynasında el bağlama El bağlama, el bağlama, ağlama! El bağlama, el bağlama, ağlama!