Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Bize böyle pay kalır Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Bize böyle pay kalır Ağla sevdiğim ağla Belki dönemem Kar yağar, düş üşür yüreğimde Ağlarım, ağlarım Gözyaşım beyaz kalır, beyaz kalır Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Bize böyle pay kalır Sonra askerler yeniden kuşatırlar aşınmış kaleleri Bin havar parçalar gecenin döşeğini Ocaklar inler, yas büyür, orta yerde kan kalır Dıngılava'da peştemalli çocuklar havuzlara işerler Orta yerde bir mahmur özlem kalır Derken bir Ankara, bir poyraz beni döve döve içeri alır Yollar da giderek uzaklaşır, giderek uzaklaşır Kuşlar inkar edilir, gökyüzü yağmalanır Ben büyürüm bu kederle kalbim uslanır Ağla sevdiğim! Ağla ve kucakla kumral delikanlını Buralarda çatılmış bir tüfeğim böğrümde taflan kalır Şimdi Kızılay'da oturmuşum, hasretin kancasında Geçer zaman, geçer yıllar, günlere bir yeni hazan kalır Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Bize böyle pay kalır Ağla sevdiğim, ağla sen hep mağlup bir ağlayışta Ben uzak susarım bu mağlubiyet için hep anlayışta Bak çöpçüler bu geceyi de piç edip süpürdüler Ben ise haber değeri bile olmayan bir haykırışta Özleminle hala bir yakarışta... Ağla! Bende ağlarım gözyaşlarım özlemine az kalır Buralarda nem var! Nem varsa sende kalır Gittim Gittim ve yittim! Oralarda usul usul talazlanan nehirlerde yaz kalır Yaslarım günleri yüzüme gözyaşım beyaz kalır Ağla sevdiğim, buralarda döne döne dönemem Artık bir yeşile dolmasak da anılardan haz kalır Sen de bir zaman duyarsın Bir gün bir taze mezar kazılır Ardından bir dağınık gazel ile, kül ile Ankara'da bir ölü Yılmaz kalır Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Göç geçer Geçer ayrılıklar bağladı Bize böyle pay kalır