Yüzüme bak Üzümünü, bağını sorma, gözünü aç Üzül üzüme bakan üzümün kararmasına hüzünün yaş Bi' sürü parça ki yüküm taş değil, bi' çok dünkü insan Münkiri yasaların, dün gibi tasalanıp gündeme yazamadım Üstelik masadaki yörüngemi bozamadı Ölü kedi nasılsa kim Hazırsa kin gözümü boyamadı Özürler yalansa bil, özürlü yapar özrünü Özünü bozamadı Çözümün kozadaki tırtılın bozamayacağı güzellik algısı Düzenli yargınız üzer mi sandınız, ha? Özenle kus, özen hapis, özenle boz, özelin biz Özerk bi' poz, özleme beni Gölge husus, özverin yalan Dün gibi buz, yüz kere falan Gözlerim pus, çözerim para Dökmeyin tuz, dört yerim yara Ödleri patlar, ödlekler aga Gökte yaradan ama götleri tavan Gölge yaratan adam, bu ne şirk? Hem konuşur hem de kapatır güneşi Kapattığımda kapaklarını gözümün Zarar ya da yarar sağlamadı çözümüm Alttan alttan laf atmaktır ününüz Sayfa sayfa karalamalar oldu Paramparça fakat, varan parçalarla Sallar kalça bana sürümün sürümü Sömürünün sonucu; sönük sümüksü bi' sürü Bi sürü bi' sürü bi' sürü, biz suru aşıp Gebertiriz onları iz sürüp bi' süre Mesele bu sorun eseri kusurun Mesela; o senin keseni doldurur ama geberme keserek rol Çünkü ne o sen ne sen osun Neyse huzurun buysa neyse olsun Ama huzurun bi' zahmet senin olsun Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, neysen osun Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, neysen osun Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, ne hissediyo'sun? Neysen osun, neysen osun