Nasıl da inceden işleyen bir sızıdır Bu zulümlü gece Oysa daha dün Simsiyah bir gül görkemiydi yüzün Seher sabahını sırtlardı dağ başı omuzların Bakışların süzülürdü Gözlerimin buğulu şafağından Ne de alazdı çiğ düşmüş dudaklarının açılışı Çatılan gövdelerimiz tutuşur Karanlığı yakardık Neylersem rakının dünkü tadı yok Mumlar dudağın kızılı yanmıyor Unutulmak en büyük kötülüktür Hunharca öldürüyor adamı Aah yıldızlar da orda kaldı Gözlerinde doğan yıldızlar Düşlerimin gök mavisi karardı Körüm, kör... Gel de senden kalanları gör Yapraklarını bile tutamayan Güz dalları ellerim Yağmurun sesi kırılır etimde Canımın yangını sönmez içimde Yağmurun sesi kırılır etimde Canımın yangını sönmez içimde Acılardan geriye neyim kaldıysa Yüklendim gidiyorum bir bilinmeyene Vurmuşum sokaklara Çırılçıplak sulara Alaz dilli rüzgarlara Karanlık kan uykulara Vurmuşum sokaklara Çırılçıplak sulara Alaz dilli rüzgarlara Karanlık kan uykulara Ellerin diyorum Temmuzda üşürse böyle Kalırsa karanlıkta bir başına Sarılırsa birbirine korkudan Senin eserindir... Zaman sakalını uzatıyor yüzümde kırlaşarak Iştahını etimde biliyor yalnızlık Karanlık üstüme üstüme geliyor Yüregimde göç sesleri Bir göç niye kabuk bağlamaz Kanar ha kanar? Aah gövdemde biriken yağmurlar Vaktidir... Serseri sular gibi yalın ayak Sokaklara düşmenin vakti Serserinin biriyim Ne ölü ne diriyim Bir yara da sen yükle Öyle çekip gideyim Serserinin biriyim Ne ölü ne diriyim Bir yara da sen yükle Öyle çekip gideyim Vurmuşum sokaklara Çırılçıplak sulara Alaz dilli rüzgarlara Karanlık kan uykulara Benden sana yar olmaz Acıdan diyar olmaz Yüreği göç verende Sevdalara yer kalmaz Benden sana yar olmaz Acıdan diyar olmaz Yüreği göç verende Sevdalara yer kalmaz