Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki... Şayak kalpaklı adam, nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden Güzel ve rahat günlere inanıyordu Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında Birdenbire beş adım sağında onu gördü Paşalar onun arkasındaydılar O saati sordu, paşalar "Üç" dediler Sarışın bir kurda benziyordu Mavi gözleri çakmak çakmaktı Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu Bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak Ve karanlıkta kayan bir yıldız gibi akarak Koca tepeden Afyon Ovası'na atlayacaktı