Zuhur gecikti nedendir, giz oldu tercihin Hudutlarına dayandım perim, Hala gelmedin Ey aşk mırıltısı yine mi habersizce geldin sen Ve Neden hala misafirimsin, Yetmedimi benliğim Oysa hesabımızı görüp kapatmıştık defteri Tembel bir öğrencinin müsvettesinden beterdin Karanlığınla bezediğin o soyut virajlarda "Ben" O büyük dertlerinde ağladığı bir derdin demiydim. Kah bir mektubum tablolarına sıkıştırılmış, Kah bir mecnunum el dillerine dolandırılmış, Kah masallarında bir kahramandım fırlatılmış, Kah düşlerine kulaç atma uğraşında bir aşık. Dallarına ayrık iki seçenek koydun da geldin Biri büyük hayallerden çıkartılmış, Biriyse Küçük bir dünyaya eklenmiş Huzurdu sundugun Ve en zayıf noktamdı h elal olsun A şk yine de vurdun Çık zemherisinden Bak! İnce bir güneş ısıtır ığıl ığıl Yağmurun ardı şu renklere sarıl... Yanmasaydı mumum, ışırmıydı gözbebeklerin, Karanlık bir mahzende nasıl bulurdum ben seni, Aklım aşkı yitirmiş, gönlüm usanmışken, Nasıl olur da izini sürerdim hazine-i kalbînin, Olmasaydım mu'temed, ısınmazdı ellerin, Güvensiz bir bende hasıl olurmuydu hislerin, Mezesi ben olmuşken aşkın fasıl muhabbetlerine Nasıl olur da şu hicranı terkederdim haline... Hücrelerse aşk-ı diyar meylederim kendime Zerk ederim dilime düşen neyse çıktığı yere Sığınırım benden firar eden ruhum gölgesine Kör şu kalemin ucunu açar da yazarım yüreğime En güvendiğimdir vicdan, en büyük sırdaşım gönül Neylesen de çer çöpün içinde bulunmaz bu gömü Varsa sadakatim burda gülüm, zaman bugün Gel de çıkayım acının öyküsünden, renklensin gökyüzüm