Akıyordu su Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını Yıkıyordu salkım söğütler Suda saçlarını Gösterip aynasında söğüt ağaçlarını Yıkıyordu salkım söğütler Suda saçlarını Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere Koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere Koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere Birden bir kuş gibi Vurulmuş gibi kanadından Yaralı bir atlı Yuvarlandı atından Bağırmadı Gidenleri çağırmadı Bağırmadı Gidenleri çağırmadı Baktı yalnız dolu gözlerle Uzaklaşan atların parıldayan nallarına Baktı yalnız dolu gözlerle Uzaklaşan atların parıldayan nallarına Ah ne yazık Ne yazık ki ona Ah ne yazık Ne yazık ki ona /Dört nala giden atların Köpüklü boynuna bir daha yatmayacak Beyaz orduların ardından kılıç oynatmayacak/ Nal sesleri sönüyor perde perde Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde Nal sesleri sönüyor perde perde Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde Atlılar atlılar Kızıl Atlılar Atları rüzgar kanatlılar Atlılar atlılar Kızıl Atlılar Atları rüzgar kanatlılar Atları rüzgar kanat. Atları rüzgar. Atları. At. Atları rüzgar kanat. Atları rüzgar. Atları. At. Rüzgar kanatlı atlılar gibi geçti hayat! Rüzgar kanatlı atlılar gibi geçti hayat! Akarsuyun sesi dindi Gölgeler gölgelendi Renkler silindi Siyah örtüler indi mavi gözlerine Sarktı salkım söğütler Sarı saçlarının üzerine Ağlama salkım söğüt ağlama Kara suyun aynasında el bağlama Ağlama salkım söğüt ağlama Kara suyun aynasında el bağlama El bağlama. El bağlama. Ağlama El bağlama. El bağlama. Ağlama Ağlama salkım söğüt ağlama Kara suyun aynasında el bağlama Ağlama salkım söğüt ağlama Kara suyun aynasında el bağlama El bağlama. El bağlama. Ağlama El bağlama. El bağlama. Ağlama