Zaman gelecek de dermişti Hiç kimse birbirine muhtaç olmayacak dermişti Hırsızlık şimdi dağ başında dermişti Zaman gelecek masa başına inecek Hırsızlık kalem ile olacak dermişti İkindiye kadar çalıştığın hükümetin olacak İkindiden sonra çalıştığınla Çoluğunu çocuğunu besleyebilirsen besleyeceksin dermişti Millet dermişti şehire akın edecek edecek, şehirler almayacak Dağlar taşlar ev olacak Kediler saçaklıktan saçaklığa gezecek dermişti Zinacılık, binacılık çoğalacak dermişti Zaman gelecek çok toplu ölümler olacak dermişti, toplu ölümler Evlat atasını öldürecek atası evladını öldürecek dermişti Aynı o zamanlarda değil miyiz şimdi? Saatte 60 kilometre hız, bir yılan ve kendim Yine karanlık bağırsaklarındayım bu kentin Yüzümde plastik bi maske, kafamda metalden bi kasket Eksik olmaz hiç vagonlarında kasvet Sağım solum boş Kulaklarımda motorların marşı, son anonsa karşı Seyirdi iskelet sistemim başımın arkasında dijital bi sancı Görünmez bi kamçı İtaat ettiğim asıl bu sanrı içindeki tanrı benim Sesimi çıkarmam ve okların peşindeyim Talimim hainin tayiniyle yokla faili Bu evren hangi sahilin yakınsayan kum tanesi Bi çaresin, mahzeninde karanlığına teslim Tükenmiş tüm hakların Magna Carta vari eski Düzenli ilaçların etmiyordu pek de tesir Bekliyordu ölümü kalan sade bir nefesti Geriye kalan, geride kalanlar yarından Devletin ölmekten gayrı bir hak tanımadığından Yoldayım, alacağım var her yarından Geriye kalan, geride kalanlar yarından Devletin ölmekten gayrı bir hak tanımadığından Yoldayım, alacağım var her yarından