Peşin-peşindeyim, senin değil 'hiç'in peşindeyim Beş keşliğimle eş zamanlı hatırladı bilincim Neyin helal, neyin leş olduğunu sonra sonra doğdu yolum Eşip, aşıp, çözücez Delilikle dahiliğin eşiğinde, gözü pek genç Özü tek de gözü çift O yüzden öz itekler Doğruluğunu hissikablelvukunla bul Dünyayla hukukun da bu Korktuğundan çalar ruh Sonra yakar yokluğunda mum Ki bilirsin ki kiminin kini dilinde, kiminin içinde Yine de hâlâ zibidi, biziz yine Çatırdadı muhakkak ki malum Hep aynı şeylere maruzuz Ve muhatabımız yok İşin tuhaf anı; muafların o laflarının arkasında durmaması e neyle dolu kumbarası? İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp? İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp? İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp? İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp? İçi boş, neyi neyle doldursa? İçinde yok hiç hevesi ve neşesi bile fos E ne bu poz? Vesilesiyle biz de işte izleyip; insanda, neyi isteyip, neyi istemediğimizin istişaresindeyiz İşitip daha rezilleri, hani sağ eliyle selam verip Solla boğan ellerin sahibi gibi "Elemin zikri de başke elem"se eğer; durumun faili, fikir Bahaneniz bizken hazır Riske yakın seçim yapıp, piş bakalım O senin dediğin; "iş tanımı" mal Ve ofiste yapılır O yüzden, organiğinin yanında sofistike kalır "Peki, peki" diyip geç ve anca yiyip yiyip sıç Keyiflenip iç de tabi kekecim Naifliğini kaybetme hiç İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp? İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp? İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp? İçi boş, içi-içi-içi boş, neyi neyle doldursa içip sıçıp içip sıçıp içip sıçıp?