Kishore Kumar Hits

Eşref Ziya - Cenazeme Gelir misin lyrics

Artist: Eşref Ziya

album: Ölüm Aşkımın Adı Olsun (Enstrümantal)


Cenazeme gelir misin
Biliyorum, hiç beklemiyordun bu daveti
Ansızın geliverdi değil mi
Ansızın vurdu şakağına; saçaktan düşen buzdan kılıçlar gibi ansızın
Şaşırdın
Huzurunun göbeğine irice bir taş düştü
Neşesi kaçtı vaktin
Beklediğin "az sonra"lar havada asılı kaldı
Hüznün baygın kelebekleri kıpırdadı, sızılandı
Korkunun sütunları devrildi göğsüne
Başını yasladığın uzun saatler kayıverdi elinden
Uzanıp uyuduğun bitmez günler tükeniverdi
Vaadi yok sana zamanın
Dakikaların yüzü yerde, saniyeler mahçup
Oyalandığın ağaç gölgeleri çekildi üzerinden
Avunduğun haz perdeleri parelendi
Uykunu bölmemek için
Parmak uçlarına basa basa odana giren hüzünler
Şimdi boynuna asıldı
Kalbini kanatmadan usulca gidiveren uzak acılar
Şimdi yakana dolandı
"Daha dün konuşmuştuk ama..." diyorsun
"Ama nasıl olur!"lar çekip çekiştiriyor iki yakanı
"Hiç beklenmedik bir ölüm!"
"Vakitsiz" "Erken!"
Üzgünüm
İşine ara vereceksin bugün
Kocaman bir pürüz olup çıkıverdim karşına
Hızını kestim hayatının
Üzerine saldım kaygılarını
Köşe bucak kaçtığın korkulara sobelettim seni
Ölümle arana koyduğun duvarları istemeden yıkıverdim
Sakarlık işte;
"Ölüm bize de yaklaşırmış, bize de yakışırmış" dedin
Galiba;
"Ölmesi kanıksanmış, ölünesi yaştayız artık." dedin
Şimdi
"Rahmetli..." sıfatını ismimin üzerine
Yumuşak bir şal gibi atıvereceksin
Şimdi
İki yakasında da eksiğim İstanbul'un
Vapurların hiçbiri beklemiyor beni
Ben öldüm diye şeritleri eksilmiyor yolların
Şimdiye kadar hep başkalarıydı ölen. Hep başkaları!
Hayret! Hayret!
Ben. Ben öldüm bu defa
Bu defa ben öldüm!
Oysa
Gitsen de bir gitmesen de bir
Cenaze olurdu cami avlularının birinde
Belki bir kalabalık çıkagelirdi önüne
Bir sokağın başında
Yol kenarında
Gözünü sakındığın mezarlığın kapısında
"Nasılsa, ölen biri çıkar bu şehirde her gün!" diye kanıksadığın
Eksilenin kim olduğuna aldırış etmediğin
Gitti diye üzülmediğin birinin cenazesi işte
Aynı manzara, aynı tabut, aynı üzgün yüzler
Aynı güneş gözlükleri
Ağladığı mı, yoksa ağlayamadığı mı anlaşılmasın diye
Saklanan gözler
Hayatın ortasında duran ölümü inkar etmek için
Göz göze gelmemeler
Seni bilmem ama ben bu cenazeye mutlaka gitmeliyim
Dediği gibi şairin
Bir musallâlık saltanatım bu benim
Bu cenaze benim, benim bu cenaze
Ve bu kez başroldeyim
Toprağa konulacak adam rolü benim
Ardından ağlanılacak adamı ben oynayacağım
Hiç itirazsız karanlığa uzanmak bana düştü bu defa
Üzerine toprak atılan adamı
Yüzü unutulmaya bırakılan adamı
Hüzünlerin münasebetsiz müsebbibi olacak adamı
Ayakkabısı kendisini beklerken bağları çözülecek adamı
Elbiseleri evden çıkarılacak adamı
Evet, evet o adamı
Ben oynayacağım
Be kez, bu kez başroldeyim
"Ölüm ki ah kar tanesi
Ölüm ki ah yalnızlık
Ölüm ki ah çıkmaz sokak
Ölüm ki ah son durak"
Yatağı soğuk kalacak adam
Akşam eve dönmeyecek adam
Kapıyı çalması beklenmeyecek adam
Sofrada yeri olmayacak adam
Adı telefon rehberinden silinecek adam
Şehrin dudaklarından yarım ağız çıkmış
Bir hece gibi önemsizleşecek adam
Evet, evet, o adam benim
Benim işte o adam!
Sevinçlerin ortasına en fazla bir hıçkırık gibi sokulsa da
Hatıraların eşiğinden yüz geri edilecek adam benim
Resmine bakıp bakıp da ağlanacak
Yoksa ağlanılmayacak mı
O adam benim
"Adı neydi, hani...!" diye yokluğu kanıksanacak adam
Soluk bir resme asılmış
Eskimiş bir tebessümün ardında aşklarını saklayan
Susturan adam
Evet, o adam benim
Benim o adam!
Sahnedeyim, baş rolde
Seni mutlaka beklerim
En öndeki olmalısın ayakta duranların
En dik duranı
Bak cenaze ilanımı da yazdım
Canını çok seven
Her günün sabahında burada sonsuzca yaşayacağına yeniden kanan
Her lezzetin tükenişinde ölümün yanına uğradığını unutan
Her hazzın zirvesinde
Yakasındaki ölümlü etiketini isteyerek düşüren
Her yaz sıcağında içi dünyaya iyiden iyiye ısınan
Kalbinin her atışında ölümlerden döndüğünün farkında olmayan
Damarlarının bir köşesinde
Ansızın geliverecek pıhtılardan yapılmış
Veda haberleri saklayan
Ayrılıkların çatlaklarından giren hüzünleri ölümün nefesi gibi yudumlayan
Sevenlerinin gözlerinin ışığına sığınarak ısınan
Unutulmayı
Yok sayılmayı en ürkütücü uçurum bilen
Güzelliğini aynaların kırıklarında arayan
Toprağa girmeye üşenen
Uzun süredir aramızda yaşayan dostumuz, arkadaşımız
Sırdaşımız, kardeşimiz, babamız, evladımız
Şimdilik unutmayacağımızı umduğumuz
Bir süre unutmaktan utanacağımız
Sonra unutacağımız
Ve en sonunda unuttuğumuzu da unutacağımız
"Senai Demirci"
Doğduğu gün yakalandığı fanilik hastalığından
Uzun süredir sancısını çektiği
"Her nefis ölümü tadıcıdır!" yarasından kurtulamayıp, aramızdan ayrılmaya yazılmıştır
Cenazesi -umulur ki- en uzak zamanda
Sızılarının köşe başlarında kılınan cenaze namazını takiben kaldırılıp
Gözlerden ve belki gönüllerden de
Uzak bir yerde unutuluş toprağına gömülecektir
"Ölüm ki ah kar tanesi
Ölüm ki ah yalnızlık
Ölüm ki ah çıkmaz sokak
Ölüm ki ah son durak"

Поcмотреть все песни артиста

Other albums by the artist

Similar artists