Oda boş, adımlar çekilmiş kapılardan Kahkahalar silinmiş Duvarlar küsüşmüşler, birbirlerine bakmıyorlar Işık başını sokacak yer arıyor Daracık boşluğa yalvarıyor Boşluk utanıyor varlığından Yüzünü saklıyor yerdeki mum ışığından Perdeler karanlığa sarılıyor, korkudan Kırışmış bir gömlek, yerde Cansız, fersiz, tensiz, nefessiz Can kayıp düşmüş omuzlarından Boşuna bekliyor sedef düğmeler İki yakası bir araya gelmiyor canın İliklerine kadar boş, iliklerine kadar boşluk Gömleğin boş kollarında kıvranıyor Beyaz bir çarşaf, sedirde Tatlı uykuların beşiğinden çoktan düşmüş Boşluğu avutmaya çalışıyor Üzerine düşen titrek gölgelerde Parmak izlerini taşıyor ölümün Boynuna sarılıyor ölünün, çaresiz çarşaf Bir cesedden sıcaklık umuyor Sonu gelmez zulümlerden Hiç bitmeyen çilelerden Sabah olmaz gecelerden Usandım artık Sonu gelmez zulümlerden Hiç bitmeyen çilelerden Sabah olmaz gecelerden Usandım artık Gün gelir, gün gelir Biter kederler Gün gelir, gün gelir Gün gelir biter kederler Ağlama sen gözlerim Ağlama sen yüreğim Ölüm gelmiş başucumda Varsın neyleyim ah Ağlama sen gözlerim Ağlama sen yüreğim Ölüm gelmiş başucumda Varsın neyleyim ah Mum üşüyor alev ağlıyor Hiçbir yere basmıyor ölümün ayakları Boşluk büyüyor, duvarlar terkediyor odayı Zemin kayıyor, tavan uçuyor, an devriliyor Ölümün buzdan heykelinin dokuyor sessizlik Ortada öylece kalıyor ölü, yalnızlığıyla kucaklaşıyor Yüzü hiç bir yere bakmıyor Yanağına dokununca ışık sönüyor Göğsü kaskatı kalbi kıpırtısız Elleri boş avuçlarına hiçbir şey sığmıyor Dudaklarında yarım kalmış gülüşlerin neşesi var Bir sonraki nefese açıkmış gibi Kirpik uçlarına açılmış hasretlerini Tavana çakılı gözleri boşluğu emiyor Gözbebekleri ölümü resmediyor Bu benim, bu benim ölüm Bu benim ölümüm Bana geldiğinde ölüm böyle olacak Ölüm, böyle olacak ölüm ♪ Ağlama sen gözlerim Ağlama sen yüreğim Ölüm gelmiş başucumda Varsın neyleyim ah Ağlama sen gözlerim Ağlama sen yüreğim