Dün akşam ne oldu Ne ara geldi veysel Elinde balta Niçin odun kırar bu veysel Kafam gelir gider Kafamda karanlık sular Emekli zabıt katibinden Lüzumsuz hatıralar Işte bir sabah ölmediğime sövdüğüm Yaşlıyım haddi aştım karıştı aklım Unuturum hatırlarım Hatırladıkça unuturum Galiba son günüydü sıcak bi temmuzun Kravat iğnelerine saklanan bürokrasi Yüzümde bütün katillerin parmak izleri Ve ben bi doğum sancısında unuttum ismimi Köprülerden atlamıştı zihnim Kim demiş Kim demis bunak diye Vafizem boyunca almadım bi çorba parası dahi Balta sesleri hepsinin yanında şimdi ben Kayboluşların hakiki varisi Sana bunu nasıl derim ki kızanım Dünyaya ziyanım dünyaya kızanım Gözümü kapatır ufuklara bakarım Gözümü açarım her şeye şaşarım Bak bana su kara bahtıma Yazılı kaç sene kaç gün kaç ölüm daha Yaşlıyım Çok yaşlıyım Yarına kapalı bir kapıyım Paslıyım Gelirler bazı akşam Konusuruz yavaştan Sahiden de var mı yoksa gaipten mi bunlar Kafamda kurşuni madeni bir ağırlık Bıktım evrak işlerinden bütün dilekçelerden Baş müfettişin kendi dairesinde teftiş Mutemetle beş kuruş yüzünden kavga ettik Sonra sümerbank altı top kumaş Gri lacivert takımlar jiletten kıyak Yanaştı ölümler her şeyin dışında Bütün sabahların zalim aynasında Geçtim hepsini geçtim her seyi Bahçemizde odunlar kıran herif de kim ki Sana bunu nasıl derim ki kızanım Dünyaya ziyanım dünyaya kızanım Gözümü kapatır ufuklara bakarım Gözümü açarım her şeye şaşarım Bak bana su kara bahtıma Yazılı kaç sene kaç gün kaç ölüm daha Yaşlıyım Çok yaşlıyım Yarına kapalı bir kapıyım Paslıyım Sana bunu nasıl derim ki kızanım Dünyaya ziyanım dünyaya kızanım Gözümü kapatır ufuklara bakarım Gözümü açarım her şeye şaşarım Bak bana su kara bahtıma Yazılı kaç sene kaç gün kaç ölüm daha Yaşlıyım Çok yaşlıyım Yarına kapalı bir kapıyım Paslıyım