Gittiğin o sabah bir şeyler yedin mi? Ceketinin iç cebine birkaç anı koydun mu? Gittiğin o sabah bir şeyler yedin mi? Ceketinin iç cebine birkaç anı koydun mu? Belki bir kitap, belki bir şehir Ne lazımsa söyle geç olmadan Belki bir evlat, belki bir ülke Ne lazımsa söyle geç olmadan ♪ Hangi dildesin şimdi? Hangi dilde bir akşam? Bak yine sabah oldu Hangi dilde uyansan Hangi dildesin şimdi? Hangi dilde bir akşam? Bak işte sabah oldu Hangi dilde uyansan Bonjour (bonjour) Bonjour (bonjour) Bonjour (bonjour) Bonjour (bonjour) Bonjour, gözüm Rojbaş sana Günaydın (günaydın) صباح الخير (صباح الخير) Bir ağaç gölgesini istemeden Kimse beni eşkıya saymadan Dağlara büyümesin diye çocuklar Kentler artık yağmurun gözü olsun diye Matmazel, bu akşam uykunuza düşebilir miyim? Bir ağacı kuşlara verip, yaslanıp duvara sigara sarar gibi Küfretmeden ve arkadaşlarım gibi haberlere düşmeden Güneşin yeryüzünden çekilip ateşler içinde gitmesi gibi Matmazel, bu akşam yüzünde dalga gibi kırılabilir miyim? Sürgündüm, ve cebimde ıslık Cebimde yaralı su sesleriyle gelmiştim Saatimi yolculuklara kurup, "Elveda" demeden Sizde sürgün düşmemek için, matmazel En son gurbet ölümse Dünyanın öbür yüzüne gidebilir miyim? Sizi sevmek bir intihar saldırısıdır Beyrut'u Tel Aviv'den özlemek gibi Oda dolusu kurumuş gül ve rüzgâr bırakarak Gözlerinizde mülteci olmamak için Yurduma gider gibi, matmazel Bu akşam Sabra-Şatilla'da ölebilir miyim? Camdan süzülen yağmur tanesi gibi hafif Ama taş kadar ağır düşmeden hayatınıza Cama yüzünü yaslamış çocukların nasılsa hüznü Öyle rüzgârımı saklayarak geçiyorsam hayatınızdan Anneme sormadan, babamın ayakkabılarıyla sokağa çıkar gibi Matmazel, yağmur gülüşünüze düşmeden Bu akşam ölebilir miyim? Hangi dildesin şimdi? Hangi dilde bir akşam? Bak yine sabah oldu Hangi dilde uyansan Hangi dildesin şimdi? Hangi dilde bir akşam? Bak işte sabah oldu Hangi dilde uyansan Bonjour (bonjour) Bonjour (bonjour) Bonjour (bonjour) Bonjour (bonjour) Bonjour, gözüm Rojbaş sana Günaydın (günaydın) صباح الخير (صباح الخير)