Sen söyle... Zamanı neresinden vurayım? Hadi, sen söyle Güneşi nasıl tersinden doğdurayım? Yıldızları nasıl üzerine yağdırayım yeniden? Ve nasıl un ufak olmuş yüreğimi... Yeniden sana bağlayayım? Sen söyle... Hangi yöne essin rüzgarlar? Hangi denize bırakayım? Kirlenmiş umutlarımı? Ellerimle boğduğum sevdamı Nerede dirilteyim? Şimdi hangi çıkmaz adreste Kendimi kaybedeyim? Terhisimi çoktan aldım senden Ardımdan izini sil demişssin ya gönlüne Şimdi hangi gönülde ağlayayım? Sen söyle, sen söyle... Taşkın bir selim Çağladıkça kıyıya vuran Amansız dertlerimin içinde Yokki sığınacağım bir liman Düşündükçe halden anlamaz yüreğim Sefilliğimde per ve perişan Bir avuç dolusu kırıklar Yokluğunu soluduğum her günde Ayaklarıma sorgusuzca dolandılar Şimdi nerede soluklanayım? Sen söyle, sen söyle... Sil yazgımı dedim yıllara Silmediler... Alın götürün bendeki onu dedim Yok dediler... Dört mevsimden sonbahara dedim ki Sen bari sonbahar ol, sonbahar ol dedim İnsan en son baharda ölür dediler Ben, ben baharımı yitirdim Şimdi kimden ne dileneyim? Sen söyle, sen söyle... Kaçamadım kaderden Silemedim yazılanı Hani herkes kendi kaderini yaşarmış ya Yazamadım ben hayatımın geri kalanını Noktalarımda takılı kaldım da Başlangıcıma bir virgül bile atamadım Yani hep senden de payımı alıp Yerimde saydım Ben hep gülü dikeniyle sevdim Gülü dikeniyle sevdim Geceyi sessiz nöbetlerimde Bilindik matemiyle bekledim Sabaha kimseler görmeden Hep günaydın diyen de bendim. Bendim... Bak şimdi bom boş ellerim Gözlerim yine aynı pencerede Aynı köşeye seyirlik etmekte Son bir çığlık daha atıyorum güne Duyulmayan sesimle... Yürüyorum bilmediğim uzaklara Yeniden düşer miyim? Hadi, hadi sen söyle Yeniden düşer miyim? Hadi sen söyle ... Sil yazgımı dedim yıllara Silmediler... Alın götürün bendeki onu dedim Yok dediler... Dört mevsimden sonbahara dedim ki Sen bari sonbahar ol dedim İnsan, İnsan en son sonbaharda ölür dediler Ben baharımı yitirdim Şimdi kimden ne dileneyim? Sen söyle, sen, sen söyle... Sen söyle ...