Kaybolur hayatın tarifsiz ahengi Zaman bir tablodur düşer duvarlardan Düşüncemi aşan gizli bir mimari Yükselir sonsuzluk manzaralarından Yaslasam başımı hatıralarıma Bir şah damar gibi vuruyor hayaller Vuslat bilemem ki hangi rüyalarda Ayrılıktan şimdi üşür durur eller Bir yağmur sonrası gurbetimde akşam Ruhumun dinmeyen nedametleridir Ağarmış saçında eskiyen şu zaman Sonsuza dökülen gizemli bir nehir Bir terennüm olur ah dudaklarımda Gönlümde vuslatı sürükleyen hicran Rüzgardır içimi körükleyen sevda Bir yağmur sonrası gurbetimde akşam