Kaldırımlar 2 Başını bir gayeye satmış kahraman gibi Etinle, kemiğinle, sokakların malısın Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri Onun taşı erimiş, senin kafatasında İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz Dünyada taşınacak bir kuru başınız var Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur Ne senin anladığın kadar, kaldırımları